Zdzislaw Beksinski’nin “No Title” isimli eserini ilk gördüğümde, içimde derin bir ürperti hissettim. Gözlerimin önüne, ölüme sürüklenen masum canların sessiz çığlıkları geldi. Bu eseri daha yakından inceledikçe, karanlık ve derinlik dolu atmosferin içinde kayboldum. İçimdeki bu yoğun duygularla esere yeni bir isim koymak istedim:
🌑 Sessizlikten Yükselen Çığlıklar 🌑
Bu tabloyu gördüğümde, adeta toplumumuzda yaşanan ve genellikle göz ardı edilen bir trajediyi hatırladım. Sokaklarımızda yaşam mücadelesi veren, birer birer kaybolan ve kimsenin duymadığı sessiz çığlıklar atan masum canlar… Onların yalnızlığı ve terk edilmişliği, bu eserde yansıyan umutsuzlukla iç içe geçmiş gibiydi. Beksinski’nin eseri, bir zamanlar yaşam dolu olan varlıkların, çaresizlik içinde yok oluşunu simgeliyor gibi.
Sessiz Çığlıkları Duyun: Sokak Hayvanlarına Sahip Çıkın
Bugün, bu masum canları korumak yerine ölüme terk eden bir yasayla mücadele etmek zorundayız. Oysa bu canlar, sadece birer rakam değil; her biri, unutulmaya yüz tutmuş, soğuk mezar taşlarına kazınmış hikayeleri olan canlılar. Sokak hayvanlarının katledilmesine dur demek için artık sesimizi yükseltmenin vakti geldi.
Her biri, yaşam dolu varlıkların sessiz çığlıklarıdır ve onları korumak hepimizin sorumluluğu olmalıdır. Sokak hayvanları, toplumumuzun terk edilmiş ve çaresiz bireyleri gibidir. Onları korumak, onlara sahip çıkmak ve öldürülmelerine engel olmak, hepimizin vicdan borcudur.
Zdzislaw Beksinski’nin Eserinde Saklı Mesaj: Sokak Hayvanlarını Koruyun
Bu eser, bana sadece bir sanat yapıtı olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir uyarı niteliğinde görünüyor. Beksinski’nin bu karanlık tablosunda gördüğüm şey, sokak hayvanlarının yaşadığı acı ve umutsuzluğun bir yansıması. Onların sessiz çığlıklarını duymazdan gelmek, onlara sırt çevirmek demektir.
Bir canın sesi ol. Onların hayatlarına sahip çıkmak, onları korumak için şimdi harekete geçmeliyiz. Sessiz çığlıkları duyun ve bu masum canlara ses olun. 🖤