Venedik Bienali’nin 60. Uluslararası Sanat Sergisi, 20 Nisan – 24 Kasım 2024 tarihleri arasında düzenleniyor. Sergide, çeşitli ülkelerden gelen sanatçılar, çağdaş sanat eserlerini sergiliyor. Bu yılın Bienali’nin teması “Stranieri Ovunque” (Yabancılar Her Yerde) olarak belirlenmiş.
“Yabancılar Her Yerde” teması, göçmen, mülteci ve sürgün sanatçıların eserlerine odaklanıyor. Bu tema, küresel hareketlilik ve kimlik meselelerine dikkat çekiyor. Adriano Pedrosa’nın küratörlüğünde gerçekleşecek olan bu bienal, sanatın evrensel dilini kullanarak sınırları aşmayı ve çeşitli kültürel deneyimleri bir araya getirmeyi amaçlıyor. Pedrosa, bu temayla ilgili olarak, “Sanat, farklı kültürleri ve kimlikleri bir araya getirerek empati ve anlayış geliştirmemize yardımcı olabilir,” diyor.
Bu yılın bienalinde Tanzanya ve Benin ilk kez kendi pavyonlarını açacaklar. Tanzanya, Afrika’nın sanatsal mirasını ve çağdaş sanatçılarının eserlerini sergileyecek. Benin ise zengin kültürel mirasını ve modern sanatsal yorumlarını ziyaretçilerle paylaşacak. Bu pavyonlar, bienalin çok kültürlü yapısını daha da güçlendirecek ve ziyaretçilere yeni perspektifler sunacak.
Öne Çıkan Pavyonlar ve Sanatçılar
Bienalde, dünyanın dört bir yanından gelen birçok sanatçı ve pavyon yer alacak. Öne çıkan pavyonlardan bazıları şunlar:
Mısır Pavyonu: Wael Shawky’nin “Drama 1882” adlı eseri, Mısır’ın tarihsel ve kültürel mirasını çağdaş bir yorumla sunacak. Shawky’nin eseri, Mısır’ın sömürge dönemindeki tarihini ve bu dönemin günümüz üzerindeki etkilerini ele alıyor.
Lüksemburg Pavyonu: Andrea Mancini ve Every Island kolektifi, ses performanslarıyla dikkat çeken “Comparative Dialogue Act” adlı bir gösteri sunacak. Bu performanslar, farklı sanatçılar tarafından dönüşümlü olarak sahnelenerek kolektif bir sanatsal deneyim yaratacak.
İsviçre Pavyonu: Guerreiro do Divino Amor’un “Super Superior Civilizations” adlı eseri, İsviçre kimliği ve mitolojisini, yüksek teknoloji ve düşük bütçeli estetiklerle harmanlayan bir enstalasyon sunacak.
Venedik’in Tarihi Mekanlarında Sanat
Bienalin ana mekanları Giardini ve Arsenale, dünyanın dört bir yanından gelen sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapacak.
Ayrıca, Venedik’in çeşitli tarihi mekanlarında düzenlenecek olan ek sergiler ve etkinlikler, bienalin geniş kapsamlı bir sanatsal deneyim sunmasını sağlayacak. Arsenale’nin eski gemi yapım tersaneleri ve Cephanelik kompleksi, modern sanatın tarihi dokuyla nasıl harmanlanabileceğini gösteren muhteşem bir ortam sunuyor.
Venedik Bienali’nde Türk Sanatçılar
2024 yılında düzenlenen 60. Venedik Bienali, Türkiye’nin sanat dünyasındaki etkileyici temsilcilerini bir araya getiriyor. Bu yıl Türkiye Pavyonu, İKSV’nin koordinasyonunda, Gülsün Karamustafa’nın mekâna özel yeni yerleştirmesi “Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli” ile sanatseverlerle buluşuyor. Bunun yanı sıra, Nil Yalter’in ödül kazanmış eserleri de bienalde büyük ilgi görüyor. İşte bu yıl Venedik Bienali’nde yer alan Türk sanatçılar ve eserleri hakkında detaylar.
Gülsün Karamustafa, 50 yılı aşkın sanat kariyerinde, güncel sosyopolitik ve kültürel meseleleri odağına alan çalışmalarıyla tanınıyor. Bu yıl Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nda sergilenen “Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli” adlı eseri, dünyanın farklı coğrafyalarındaki yıkıcı savaşlar, depremler ve çevre felaketlerine odaklanıyor. Sanatçı, bu olayların insanlar üzerinde yarattığı boşluk, oyukluk ve kırıklık hissini çarpıcı bir enstalasyonla ifade ediyor.
Eser, savaşlar ve felaketler karşısında insanlığın içine düştüğü suskunluk ve çözümsüzlük hâlini görsel bir dille anlatıyor. Karamustafa’nın bu yerleştirmesi, izleyicilere, günümüz dünyasının karmaşık ve çalkantılı yapısını düşünme fırsatı sunuyor.
Nil Yalter: Altın Aslan Ödülü Sahibi
Nil Yalter, bu yıl Venedik Bienali’nde “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” olan Altın Aslan’a layık görüldü. Yalter, Brezilyalı sanatçı Anna Maria Maiolino ile birlikte bu prestijli ödülü aldı. Sanatçının ikonik eserleri “Topak Ev” ve “Şu Gurbetlik Zor Zanaat Zor”, bienalin ana sergisinde sergileniyor ve büyük beğeni topluyor.
Nil Yalter, eserlerinde genellikle göç, bellek ve kültürel kimlikler gibi konuları ele alıyor. “Topak Ev”, göçmenlerin yaşam koşullarını ve yerleşimlerini anlatırken, “Şu Gurbetlik Zor Zanaat Zor” eseri, gurbetçilerin yaşam mücadelelerini ve özlemlerini işliyor. Yalter’in çalışmaları, izleyicilere derin bir empati ve düşünme fırsatı sunuyor.
Güneş Terkol ve Dünyaya Bir Şarkı Pankartları
Venedik Bienali’nde Türkiye’yi temsil eden sanatçılardan biri olan Güneş Terkol, “A Song to the World” adlı eseriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Güneş Terkol, İstanbul doğumlu bir sanatçı olup, toplumsal cinsiyet, kimlik ve kişisel hikayeleri işlerken genellikle kumaş, dikiş ve nakış gibi geleneksel teknikleri kullanıyor.
Güneş Terkol, çalışmalarında toplumsal cinsiyet ve kimlik meselelerine odaklanıyor. “A Song to the World” adlı eseri, sanatçının kişisel ve toplumsal gözlemlerinden ilham alıyor. Bu enstalasyon, kumaş ve tekstil malzemeleriyle oluşturulmuş farklı figürler ve hikayelerle dolu. Terkol, bu eserinde bireysel ve kolektif bellek arasındaki ilişkiyi sorgularken, geçmişin izlerini ve geleceğe dair umutları aynı anda yansıtıyor.
Güneş Terkol’un eseri, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından koordine edilen Türkiye Pavyonu’nda sergileniyor. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ve Türk Hava Yolları’nın ana sponsorluğu ile gerçekleştirilen Türkiye Pavyonu, bu yıl da dikkat çekici eserlerle sanatseverlerle buluşuyor. Türkiye Pavyonu, Venedik Bienali’nde sürekli bir mekana sahip olmanın avantajını kullanarak, Türk sanatçılarının eserlerini uluslararası platformda sergileme imkanı sunuyor.
Türkiye Pavyonu, Venedik Bienali’nde bir kez daha Türk sanatının güçlü ve yenilikçi yüzünü dünyaya tanıtıyor.
Daha fazla bilgi ve detaylar için Venedik Bienali’nin resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz. 60. Venedik Bienali